"VAV"ın Hekayəsi

"VAV"ın Hekayəsi

Kuran alfabesinin arap alfabesinden olması, bu alfabeye ayrıcalık kazandırır elbette. Aslında her harf bir semboldür. Her birinin harf olmasının yanında anlatmak istediği derin manalar vardır.

 Hem sayısal karışılıkları hem de mana yönünden belirli bir anlama gelmeleri o harfleri daha özel kılıyor şüphesiz. İslam hat sanatında özellikle var harfi üzerinde durulmaya, tefekkür edilmeye değer bir konumdadır. Gelin  satırlarda vav üzerine hep birlikte tefekkür edelim, vavın mana derinliğine hep beraber gidelim:

İnsan vav şeklinde doğar, bir ara doğrulunca kendini elif sanır.

İnsan iki büklüm yaşar, oysa en doğru olduğu gün ölmüştür.

Kulluğun manası vavdadır, elif uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir.

O yüzden Lafz-ı ilahi elifle başlar. Elif kainatın anahtarıdır, vav kainattır.

Rabbi vav gibi mütevazı olsun ister kulları.

Musa dal olmuştur ama Firavunun gözü Elifte kalmıştır.

İbrahim ateşte vavdır, Nemrut bizzat ateşe odun.

Yunus, vav olup balığın karnında anca kurtarmıştır kendini.

İnsan iki büklüm olunca rahat eder ana karnında.

Boylu boyunca uzansa da kim rahattır mezarında?


Vavın elifle münasebeti ne kadar iyiyse, kainatın dengeside o kadar düzgündür.

Kim kimi hatırlarsa evvel o ona koşar.

Kainatta tüm cisimler boşlukta dönerken insan belki o yüzden boşlukta kalmamış, Rabbi onu imanla doldurmuştur.

Evvelde eliftir, bir ilahi nefesle ahirde vav olur kainat.

Manayı bilmeyenler vav diyemez vay der.
Buna anlamca vaveyla denir.
Yani vav olamadıkları için feryad edenlerin halidir.

Elif bir ağaç ve insan onun dalıdır.
Azrail budadıkça nefesleri daha gür çıkar sesleri.

Herbiri Dal olur ve o ağaçtan beslenir. Vav olur o ağacın gölgesine sığınır.
Ve ALLAH insana seslenir, peygamber eliyle ulaşan mesajı hem dal hem vav ol der insana.

"Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridir. İyiliği emrederler; kötülüğe engel olurlar. Namaz kılarlar, zekat verirler. Allah'a ve Resulüne itaat ederler. İşte bunlara ALLAH rahmet edecektir. ALLAH şüphesiz güçlüdür, hakimdir."

Başkasının önünde eğilmek ne zordur. Birilerinin emri altına girmek ne ağırdır. Krallara boyun eğmemiş insan görmediği bir varlığa mı itaat edecektir?

İnsan kendinin bile farkında değildir iki lam birbirine sarılıp kainatı ayakta tutan sütunlar gibi durmuştur elifin ardında, kainatın gezegenleri yuvarlanıp son harf misali peşinden giderken, insan yolculukta geri kalmanın acısını ne zaman anlayacaktır. Zordadır sığınacak yeri yoktur. Evrene ve seslere kulak verenler duyar yeniden o kutlu çağrıyı;

"Sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin. Rablerine kavuşacak ve O'na döneceklerini umanlar ve Allah'a gerçek bir saygı gösterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir"

Sonra çağırır insanı, belki cennet kokusunu duyurmak içindir bu davet, belki kendi yanına çağırıyordur.

İşte o ayet: "Secde et, yaklaş!"

Eğil ve ben senin başını göklere erdireyim, yıldızları ayağına sereyim, 
sana gezmekle bitiremeyeceğin cennetler, sayamayacağın nimetler vereyim demektir bu

VAV’ı araştırdım biraz.Kurda kuşa haber saldım ilginç bilgiler çıktı.

Hüvel baki, hüve kelimelerinde kullanılırmış,tek başına kullanılmazmış genelde arap harfleri birbirine birleştirilerek ve herekedenilen seslendirmelerle kullanılırmış.
Vav,he ile birleştirilince hüve yani Türkçesi ’O’ manasında kullanılan Allah’ın isimlerinden biri olurmuş.VAV’ın felsefesi Kur’an felsefesi,Allah’ı tanımanın ve inanmanın,katıksız ve karşılıksız sevmenin felsefesi.

VAV ’O’ demek. ama dışarıda değil içinde,
çünkü sevdiğin herşey aslında ona yöneltir seni, bir zaman sonra “O” olursun.
İnanmak güç verir insana,
inandığın sürece bir gerçeğin vardır .

PAYLAŞ:                

İRFANDAN

irfandergisi.com

ŞƏRHLƏR

İlk şərhi yazan siz olun!

Şərh yaz